Bir zamanlar, antik dünyanın ünlü bir kenti olan Varanasi'de, Kanjana adında bir fil bulunmaktaydı. Bu fil, kentin zengin bir tüccarına aitti ve tüccar onu en değerli varlığı olarak görüyordu. Fakat bir gün, fil hastalandı ve tüccar onun iyileşmesi için ne yapacağını bilemedi.
Tüccar, filin hastalığı hakkında bilgi sahibi olan herkesi çağırdı. Ancak ne yaptılarsa filin durumu düzelmedi. En sonunda, tüccarın yanına bir bilge adam geldi. Bilge adam, filin hastalığının nedeninin kentin havası olduğunu söyledi ve tüccara şöyle dedi: "Eğer fili sağlığına kavuşturmak istiyorsan, onu şehrin dışındaki ormanlık alana götürmelisin."
Tüccar bu öneriye itibar etti ve fili ormanlık alana götürdü. Orada, filin hastalığının gerçek nedeninin, şehir hayatında yaşamasından kaynaklandığını anladı. Fillerin doğal yaşam alanı ormanlık alanlardır ve şehir hayatı, onların sağlığını olumsuz etkileyebilir.
Bu olaydan sonra, tüccar, fili ormanlık alanda bıraktı ve ona özenle bakım sağladı. Fil, doğal yaşam alanına döndüğünde, sağlığına kavuştu ve hayatına devam etti.
