TARİKU
TARİKU
Tariku, sıcak ve tozlu Etiyopya topraklarından ayrıldığında, geleceğinin ne getireceğini hayal etmek zordu. Kalbinde umut taşıyordu, ancak geride bıraktığı her şey özlemle doluydu. Fas'a doğru yola çıktığında, içinde hem heyecan hem de endişe vardı.
Fas'a varışında, Tariku'nun karşısına çıkan ilk şey, gürültülü çarşıların ve renkli sokakların karmaşasıydı. Ancak burada bir başlangıç yapma fırsatı bulduğunu hissediyordu. Kendini adapte etmeye ve yeni bir hayat kurmaya kararlıydı. Dil bariyeri biraz zorlasa da, insanların sıcaklığı ve yardımseverliği, ona evini özlettiren duyguları hafifletti.
Qahwaji, Fas'ın bu büyülü şehrinde uzun yıllardır yaşıyordu. Kahve dükkânını işletiyor ve sokaklardan gelen hareketliliği seyrediyordu. Bir gün, Tariku'nun dükkânına adım attığında, onun hikayesini okuyan gözlerle baktı. İkisi arasında anında bir bağ vardı; her ikisi de farklı topraklardan gelmiş, ama benzer zorluklarla başa çıkmışlardı.
Zamanla, Tariku ve Qahwaji birbirlerine destek oldular. Tariku'nun Etiyopya'dan getirdiği geleneksel yemekler, Qahwaji'nin kahve dükkânında yeni bir lezzet deneyimi sunuyordu. Qahwaji, Tariku'ya şehirdeki yaşam hakkında rehberlik etti, ona yeni arkadaşlar kazandırdı. Birlikte, hem Etiyopya'nın hem de Fas'ın kültürünü harmanladılar.
Bir gün, Tariku ve Qahwaji'nin arasındaki ilişki derinleşti. Birlikte geçirdikleri zaman, ortak ilgi alanları ve hayata bakışları, onları birbirine daha da yaklaştırdı. Tariku artık Fas'ı sadece yeni bir başlangıç yeri olarak görmüyordu; aynı zamanda Qahwaji'nin yanında bir aşkı bulmuştu.
Birkaç yıl sonra, Tariku ve Qahwaji Fas'ın sokaklarında el ele yürüyordu. Tariku, Etiyopya'dan Fas'a yaptığı o uzun yolculuğun, Qahwaji ile tanışmasının ve onunla birlikte olmanın tüm zorluklarına değdiğini hissediyordu. Her ikisi de geçmişlerini unutmamıştı, ancak artık geleceğe birlikte bakıyorlardı. Ve Etiyopya'nın sıcaklığı ile Fas'ın renkliliği, onların ortak hikayesini anlatan bir mozaik gibi bir araya gelmişti.